NİYAZİ-İ MISRİ DİVANI
MEHDİ'NİN BENİ ASFAR İLE SAVAŞI
Delîl-i müntehâsıdur emân ile gelür İsveç
Benî asfar zuhûrunda dalâletler olur peyda
Tulû-ı kevkeb-i şarkdan mesâlibdür anun Mec
Tulû-ı kevkeb-i şarkdan mesâlibdür anun Mec
Milel küfründe bu kâfir nice sâl eyleye pervâz
Mukaddemden olur anun remîniyle Bisenc
Mukaddemden olur anun remîniyle Bisenc
Kara Eflak ile zıddeyn olur bunlar dahi ol
Tatar dahi ider yağma geçer suyu gözünü aç
Tatar dahi ider yağma geçer suyu gözünü aç
Civâr-ı Tuna’da olan karındaşlar çeker zahmet
Dühûl-i erba’în içre sakın durma hemân kaç
Dühûl-i erba’în içre sakın durma hemân kaç
Tetebbu eyle târihin tokuz tarh it birin al
Muhakkik evsatın ahz it müzekkerle olur ihrâc
Muhakkik evsatın ahz it müzekkerle olur ihrâc
Mehdî’nin gelmesinden önce zamanın çocuklarını yaşarlarsa görebilecekleri
birçok alamet gelir. Beni Asfar’ın çıkması alametlerdendir. Onlar Bosna’ya
saldıran Frenklerdir. Karadeniz tarafından Moskovalılar, onlara yardım
edecekler.
Allah Teâlâ izin verirse, galip gelirler, sözünün hükmünün açığa
çıkacağı zaman gelecektir. Ve müslümanlar tarafından galibiyet vaki olacaktır.
Ve insanlar Allah Teâlâ’nın izin vereceği zamana kadar güvende ve mutlulukta
olacaklardır.
Sonra Bizans şehirlerinin çoğunda, namaz kılmanın
zorlaşacağı bir zaman gelecek. Bilakis oranın halkı Şam’a intikal etmede
sıkıntı çekecektir. Kâfirlerin saldırıları Haleb’e kadar ulaşacak. Allah Teâlâ,
Haleb’i de Şam’ı da onların istilalarından korusun. Şüphesiz mukaddes arz oraya
delalet etmeyecektir.
İslamiyetin zevalinin sonlarına doğru Osmanlı Devleti hakikat ehlinin ittifakı ile Mehdî’nin zamanında sona
erecektir. Nasıl ki İsâ aleyhisselâmın hilafeti, umumi hilafetin sonu
ise, Mehdî’nin hilafeti de hususi ve Muhammedi hilafetin sonudur.
Benî asfar zuhûrunda dalâletler olur peyda
Tulû-ı kevkeb-i şarkdan mesâlibdür anun Mec
Tulû-ı kevkeb-i şarkdan mesâlibdür anun Mec
Benî asfar zuhûrunda sapıklıklar açığa çıkar
Doğudan bir yıldız doğar mesâlibdir anun Mec
Doğudan bir yıldız doğar mesâlibdir anun Mec
Ahmed Bîcan, eseri Envâru’l-Âşıkîn’de
Hz. Muhammed’e atfedilen şu rivayeti ve hadiscilerin yaptıkları yorumu
aktarır: Hz Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle söylemiştir.
“Kıyamet altı nesneden sonra kopar:
Veba yaygınlaşır, Beytü’l-Mukaddes açılır, tüm âlemde ölüm olur, 100 altının
bile kişilerin ihtiyacını karşılamayacak şekilde zenginlik olur, Araplar
arasında fitne yaygınlaşır, Müminler
âlemi ele geçirir ve Beni Asfar ile anlaşma yaparlar. Daha sonra kâfirler
anlaşmayı bozarlar ve galip gelirler. Bundan sonra benim ümmetime fitne ve
savaş girer ve kıyamet kopana kadar fitne ve savaş sürer.
Muhaddisler der ki, Benî Asfar ile Frenkler birleşip her
bir sancağın altında 12000 askerin bulunduğu 80 sancak ve toplamda 960.000
asker ile Batıdan hücum ederler. Fakat Müslümanlar, Kostantiniyye, Roma
ve “Amûriyye” dışında Batıdan ve doğudan bütün dünyayı kâfirlerin elinden alır.
Fakat bundan sonra hâkimiyet kâfirlerin
eline geçer (Ahmed Bîcan 1301: 368)
İmam Mehdî İle Asfaroğullarının
Büyük Savaşı
Bistamî’nin Cifr’ul Câmi isimli
kitabında Mim harfi ile Hıristiyan taifesi arasında büyük bir harp
olacağını belirtir. Mim harfinden maksadın İmam Muhammed
Mehdî aleyhisselâm olduğu da açıklanmaktadır.
Daha sonra Küçük Savaş da denilen Cezire-i Rumiyye (Rum Adası) Cengi olacağı
ve Mehdî aleyhisselâmın Rum adasını fethedeceği ifade edilir. (Cezire-i
Rumiyye: ya Anadolu, yada İtalya)
Kitaptaki resimin konu metnide şu
şekilde açıklanmaktadır: “Müellif, Rumiyye adasının tasviri içinde olan
şehirleri hisarları ile altın kaplı ve içinde altından “maksure” li kilisesiyle
bu mahalde birkaç surete işaret edip sonra tasvir itmeyip bir bir işaret
olundu. Bu mahalde İmam Mehdî ile
Asfaroğulları arasındaki büyük savaş tasvir olundu” ve ortadaki yüksek
tepenin solunda, haç alemli siyah sancak ve üzerine sarık sarılmış fesleriyle
Asfaroğulları taraftarları bekleşirken tepenin sağında kırmızı sancaklarıyla Mehdî taraftarları yer almaktadır. Tepenin ön
tarafında atlı Mehdî askerleri, kaçışan, atlı Asfaroğulları askerlerini
kovalamaktadır. Yerde ise Asfaroğulları askerlerine ait kesik kol ve kafalar
saçılmıştır.
Mehdî aleyhisselâmın çıkışından
evvel onun devletinin belirmesi amacıyla her tarafı aydınlatan kuyruklu bir
yıldız doğacağı şeklinde rivayete
rastlanmaktadır.
Tatar Sipahilerinin
Mehdî Askerleri İle Buluşmaları
Mehdî’nin ortaya çıkışından önce Maveraünnehir’de Haris
isimli birinin ortaya çıkacağı geçmektedir.
Bu kişi askerlerinin öncülüğünü Mansur adlı bir Tatar yiğidine verir. Mansur askerleriyle memleketinden çıkarak
Mehdî askerlerine karışır. Mehdî askerleri ile Edirne üzerinden gelen Tatar
sipahilerin buluşurlar.
Bu şiiri tevil izah edenin taaaa aklını si ...... Şiirde tadar dahi ider yağma gözünü aç diyor tevilde mehdi askerile buluşur yazıyor anlamadığınız her boka burnunuzu bulaştırmak nede çok hoşunuza gidiyo 😀😀
YanıtlaSil